1 Aralık 2013 Pazar

Kağıt

Birey  mi devlet için, devlet mi birey için vardır? Devlet her şeyin doğrusunu mu bilir? Kanunlar insanların hak ve özgürlüklerini korumak için mi vardır, yoksa devletin bireyleri kendisine bağlı köleler yapabilmek için mi var olmuşlardır? 

Kağıt, birey-toplum-devlet arasındaki bu çemberde sorulması gereken soruları 1980 Türkiyesi etrafında, isteğinin yalnızca film çekmek olan ve bu yolda karşısına önce film tüccarlarının sonrasında da bürokrasinin çıkmasıyla birlikte yok edilen hayatları konu almaktadır.


"Ne çok insanı yetiştirip, aynı zamanda kendi ellerimizle yok ettik bu topraklarda. Düşünen, hisseden, yazan, okuyan kim varsa yakıp yıkıp yok ettik."

Baş rolde oynayan Öner Erkan'a eşlik eden Asuman Dabak (Müzeyyen) yüzünde o hiç değişmeyen soğuk ve durağan ifadeyle yalnızca bir şeyler üretmek isteyen bir sanatçı karşısında muhteşem oyunculuğuyla bize 'devlet'i oldukça güzel bir şekilde yansıtmıştır; büyük gözlükleri ve ifadesiz yüzüyle Barton Fink'i (John Turturro) bir an için anımsatarak.



Son yılların değişen rüzgarına kendisini kaptırmış yönetmenin şaşkın, kafası karışık siyasi görüşlerini bir kenara bırakarak izlendiğinde, başta Müzeyyen rolü olmak üzere oyunculuklar oldukça başarılı. Kağıt üzerine kurulmuş olan kurgu da özellikle son sahnelerde bir hayli yaratıcı ve sanatsal bir biçimde ekrana yansıtılmış. 

Sanırım filmde tek ayrık otu yönetmenin kendisi diyebiliriz.



Hiç yorum yok: